Kamuflaj

Kamuflaj, bir gizlenme, saklanma yöntemidir. Özden gizlenmek, saklanmak anlamına gelir ve normalde kolaylıkla görünür olan bir organizma veya objenin çevreyle kendini bir ederek fark edilmesinin zorlaşmasını sağlar. Savaşta ve doğal hayatta düşmandan saklanmak, düşmanı şaşırtmak için kullanılan bir stratejidir.
Gizlenme şekli morfolojik, kromatik, termal ve hatta sosyal dahi olabilir. Sosyal kamuflaj diyebileceğimiz olgu her ne kadar istihbarat görevlilerinin konusu olsa da buna da doğada rastlamak mümkündür. Moleküler düzeyde bile gözlenebilen bu olguyu en güzel virüs ve bakterilerle açıklayabiliriz. Mikroskobik bu canlılar, bizim hücrelerimizin kimliklerini moleküler uzantılar aracılığıyla taklit edebilir ve vücut içinde çeşitli hücrelere bu yolla giriş yaparak çoğalabilir.
Biyolojik Kamuflaj:
Doğada çok sayıda örneğine rastlamak mümkündür. En bilinen örnek hayvanın kendisini görünmez veya daha zor görünür (kriptik) kılması veya bir başka cisme benzeyerek saklanması yöntemini uygulayan Bukalemundur.
Sanayi Devrimi’nin başladığı 19. yüzyıl da İngiltere de yaşayan ‘’Biston betularia typica’’ isimli güve, Sanayi Devrimi’nin etkileri başlayana kadar açık renkli bir güve olarak bilinmekteydi. Koyu kahverengi ile beyaz renklere sahip deseni sayesinde, avcısından saklanabiliyordu. Tür daha sonra B. betularia carbonaria adlı alt tür ile yayılmaya başladığı gözlemlendi.
Geçen zaman içinde sayısı artan koyu renkli alt türün, nasıl olurda bu kadar çoğaldığı bilim insanları arasında sorgulanmaya başlayınca bir çalışma yürütülerek oldukça ilginç bazı sonuçlara ulaşıldı. Sanayi kirliliğinden dolayı ölen likenler ve renkleri koyulaşan ağaçların üzerinde kuşlarca fark edilen B. b. typica alt türü, eskisine oranla daha fazla av olmaya; koyu renkli olan B. b. carbonaria alt türü ise daha fazla gizlenme olanağı bularak sayısını yükseltmeye başlamıştı.
Bir biyoloğun kamuflaj nedir? sorusuna vereceği en basit yanıt:
Herhangi bir canlının doğuştan gelen özellikleri veya çevreden edindikleriyle kendisini avcılarından gizlemesi olacaktır.
Doğadaki kamuflaj örnekleri, silueti ve şekli gizlemekten termal izi saklamaya kadar geniş bir çerçevede rastlanabilmektedir. Dahası bu durum yabanda, ölüm kalım meselesi olduğundan bu konuda uyum sağlayamayan canlılar da ortadan kalkacaktır.
Yine doğa da kamuflaj yöntemini kullanan hayvanlara örnekler verecek olursak;
- Pigme Denizatı
- Katydid
- Devetüyü Renkli Güve
- Potoo
- Ağaç Kurbağası
- Cırlayan Baykuş
- Hindiçinili Uçan Kertenkele
- Taş Dere Pisisi
- Leopar
- Yaprak Kuyruklu Geko
- Biberli Güve
- Sincap
- Kayabalığı
- Yapraklı Deniz Ejderi
Yukarıda saydığımız bazı deniz, kara ve havada yaşayan canlılar kendilerini korumak için bu yöntemi uyguladığı gibi aynı zamanda avlanmak içinde gizliliğe ihtiyaç duyarlar.
Askeri Kamuflaj

Askeri denince gizleme akla gelen ilk şeydir. Kamuflajın askeri alanda kullanımı tahmin edildiği gibi çok eski zamanlara dayanmaktadır. Eski çağlarda insanlar avlanırken otlarla, çamurla veya toprak ya da kille gizlenmişlerdir. Hatta kokularını gizlemek için hayvan dışkısı dahi kullanmışlardır.
Askeri kamuflajın geliştiği ilk zamanlar 1700’lerin sonlarında Amerika devriminde Kızılderililerden öğrendikleri tecrübeleri İngiliz askerlerine karşı kullanmaları kamuflaj taktiklerini de sistematikleştirmişlerdi.
Modern taktiklerin atası olarak sayılan bu dönemden sonra 1846 yılına gelindiğinde, eskiden giydikleri parlak kırmızı üniformaları çıkararak, haki ve kum rengi askeri kıyafetlerini giyen İngiliz askerleri, Afganistan’da kendilerini gizlemeyi başarmışlardır.
Kamuflajın en yaygın olduğu ve geliştirildiği dönem ise I. Dünya Savaşı olmuştur. Hava saldırıları alanının genişlemesi ile büyük mevzileri gizlemek zorunda kalan taraflar, farklı çözümler aramaya başlamıştır. Fransızlar batı cephesinde birçok ressamı görevlendirerek, taktik malzemelerin boyanması emrini vermişlerdir. İngilizler ise 1916 yılında bir subayın imkanları ile yine ressamlardan yararlanarak kendi kamuflaj sistemlerini geliştirmişlerdir.
Yine bir ressam olan Franz Marc ile anlaşan Alman ordusu, doğal renkler kullanmaktansa yüksek kontrastlı renk kümeleri kullanarak yeni bir teknik geliştirmişlerdi.
II. Dünya savaşı'na gelindiğinde tarafların tamamı kamufle olabilen doğal tek renk üniformaları ve yeni geliştirilen kamuflaj renk dizisini kullanmaya başlamışlardı. 1937 yılına gelindiğinde Alman ordusu meşe yaprak desenini kullanırken, Amerikan ordusu Pasifik cephesinde bezelye desenini (Pea Pattern) kullanmıştı.
Savaş sonunda raporlara bakıldığında, geliştirilen kamuflaj yöntemleri sabit duran askeri gizlemeyi başarırken, hareket halinde bulunan askeri tam olarak gizleyememişti. Bu durum görsel bozucu desenlerin henüz üniforma düzeyinde geliştirilmemiş olmasından kaynaklanıyordu. Bu desen arayışı 50 yıl boyunca devam etti ve 1997 yılına gelindiğinde Kanada ordusu dijital kamuflaj deseni ile ortaya çıktı. Dijital kamuflajların esas çalışma prensibi, ilk bakışta sadece pikselleştirilmiş kamuflaj deseninden ibaret görünse de aslında bilgisayar algoritmalarının yarattığı mikropaternlerin üst üste bindirilerek kullanılmasından oluşmaktaydı.
Diğer yandan bakıldığında kamuflaj alanında ki en büyük gelişmelerden birisi de uzaktan algılama yöntemleri olmuştur. Teknolojinin ilerlemesi ile görüntüleme cihazlarının daha iyi görüntü alabilmeleri ve doğada ki doğal renklerin daha iyi taklit edilmeleri ile Multicam benzeri çoklu ortam desenleri ortaya çıkmıştır.
Günümüzde halen doğadan örnek almak ve ‘’Biyomimikri’’ denilen doğayı taklit etme yöntemleri kullanılarak daha iyi kamufle desenleri oluşturulmaktadır.